Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı G20 Zirvesi’nde mülteci krizi, Suriye savaşı gibi konuların yanı sıra iklim değişikliği de liderlerin gündemindeydi.
Zirve de Aralık sonunda Birleşmiş Milletler’in çağrısıyla Paris’teki ‘İklim Değişikliği Konferansı’nda bir araya gelecek ülkeler, dünyanın geleceğini tehdit eden iklim krizine karşı yapılması gerekenleri ele alındı. Manifestoda seller başta olmak üzere doğa felaketlerine karşı önlem alınması gereğine dikkat çekildi.Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan raporlarda Türkiye iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor.
ÜLKE EKONOMİNİSİNE ZARARI 2,2 MİLYAR DOLAR
Ülkemizdeki iklim değişikliğinin beklenen etkileri, şiddetli sağanak yağışlar, sel, taşkın, fırtına, hortum, don, dolu, kuraklıklar gibi ekstrem hava olaylarında artış şeklinde kendini gösteriyor. Nitekim ülkemizde Uluslararası Afet Veri Bankası kayıtlarına göre 1900-2015 yılları arasında sel ve taşkınlarda bin 400’ün üzerinde insan hayatını kaybetti, 2 milyona yakın sayıda insan olumsuz olarak etkilendi ve bu sellerin ülke ekonomisine neden olduğu zarar ise 2,2 milyar dolara ulaştı.
EGD KÜRESEL ISINMA KURULTAY’INDA UYARI GELMİŞTİ
G20’de özel oturum konusu olan iklim değişikliği meselesi ile ilgili çekinceler, yaklaşık bir ay önce gerçekleşen EGD Küresel Isınma Kurultayı’nın sonuç bildirgesine de yansımıştı. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay tarafından kaleme alınan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen VII. Küresel Isınma Kurultayı Sonuç Bildirgesinde önümüzdeki yıllarda Doğu Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde sağanak yağışlarda artışlar beklendiği ve önlemler alınması gerektiği açıklanmıştı. Bu önlemler afet risk haritaları oluşturulması, taşkın alanlarının yerleşime açılmaması, dere yataklarına yol, HES yapımından kaynaklanan molozların dökülmemesi, dere ıslahı adı altında dere yataklarının beton ile kapatılmasının önüne geçilmesi, çok eğimli alanlarda yüzeysel akışı arttırıcı tarım uygulamalarından vazgeçilmesi, derelerin denizlere döküldüğü alanlardaki köprü ve menfezlerin dere akışlarını engellemesinin önlenmesi şeklinde sıralanmıştı.
Hürriyet