Sultangazi Kentsel Dönüşüm Planları’nın iptali kararında, ‘nüfus ve yapı yoğunluğu ile birlikte trafiği de artıracağını, bölgenin bütüncül yapısını bozarak emsal artışına sebep olacağı’ vurgulandı.
İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2013 yılında ‘riskli alan ilan edilerek’ kentsel dönüşüme tabi tutulan İstanbul Sultangazi ilçesi Cumhuriyet Mahallesi ile ilgili hazırlanan 1 / 5000 ölçekli nazım imar planı ile 1 / 1000 ölçekli uygulama imar planları iptal etti. Mahkemece, ‘nüfus ve yapı yoğunluğu ile birlikte trafiği de artıracağını, bölgenin bütüncül yapısını bozarak emsal artışına sebep olacağı’ belirtildi.
Sultangazi Belediyesi, 2013 yılında Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan 116 bloktan oluşan binaların riskli alan ilan edilmesini için bir rapor hazırlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sundu. Raporda, Cumhuriyet Mahallesi sınırlarında bulunan 116 blokun 25-30 yaş aralığında olduğu, yapılarda yapay dolgular yapıldığı gözlemlendiği, yapıların temel derinliklerinin 3 metre olduğu ve yapıların dolgu zeminine oturduğu belirtilerek söz konusu alanın 6306 sayılı, ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ kapsamında riskli alan ilan edilmesi önerildi. Öneri 6 Şubat 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek Sultangazi Cumhuriyet mahallesinin bir kısmı, ‘riskli alan’ ilan edildi. Kararın resmi gazetede yayınlanmasıyla mahalle sakinleri yürütmeyi durdurma talebiyle Danıştay On Dördüncü Dairesi’ne başvurdu.
Dava konusunu inceleyen Danıştay On Dördüncü Dairesi, ilgili kanun ve uygulama yönetmeliğinin öngördüğü koşullar çerçevesinde Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan 116 blokun riskli alan ilan edilmesi ile ilgili detaylı bir teknik rapor hazırlanmadığını belirterek Bakanlar Kurulu’nun aldığı riskli alan kararı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
MAHKEME PLANLARI İPTAL ETTİ
Dava Danıştay’da görülürken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Cunhuriyet Mahallesi’yle ilgili 1/5 bin ölçekli nazım imar planı ile 1/ bin ölçekli uygulama imar planı hazırladı. Hazırlanan planın 1/100 bin ölçekli üst plana aykırı olduğu ve planların bölge nüfus oranını iki katına çıkardığını savunan bölge halkı planların iptal edilmesi için İstanbul 8. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruyu değerlendiren mahkeme konuyla ilgili bilirkişi incelemesi istedi. Konuyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda planlarla ilgili, ‘şehircilik ilke ve esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı’ ifadeleri kullanıldı. Bilirkişi raporunu dikkate alan mahkeme, 1/ bin ölçekli uygulama imar planı ile 1/ 5 bin ölçekli nazım imar planları hakkında iptal kararı verdi. Kararın sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi; ‘’dava konusu planların o bölgedeki nüfus yoğunluğunu iki katına çıkaracağı, bu bölgede fiziki durum ve trafik yoğunluğu dikkate alındığında yapılan planın kamu yararına ve bölgede yaşayan insanların menfaatine olmadığı, riskli alanlara ilişkin olarak yürürlüğe giren 6003 sayılı yasada sayılan amaçlar ile dava konusu planların amaçlarının ve sonucu itibariyle oluşturacağı durumun, birbiri ile bağdaşmadığı, dava konusu planlar ile bölgedeki yapı yoğunluğunun oldukça arttırıldığı, planların çevre ile ve İstanbul ilinin genel durumu ile uyumlu olmadığı, planların sadece belli ve kısıtlı bir alana mahsus olduğu, bu durumun da hem planların amacına ve mevzuata uygun olmadığı hem de bölgenin bütüncül yapısını bozacağı, belli ve küçük bir alanda özel bir durum yaratıp çevre için de uygun olmayan bir emsal yaratacağı ve kısaca dava konusu planların, şehircilik ilke ve esasları ile kamu yararına uygun olmadığı anlaşıldığından, dava konusu planların somut parsel yönünden hukuka uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.’’
Radikal.com.tr