Tarihi Yarımada’da kazma vurulan her yerden kültür varlığı çıkarken tiyatro ile ilgili henüz bir bulguya rastlanılmadı. Antik kaynaklara göre tiyatro Topkapı Sarayı’nın bulunduğu akropolden Sarayburnu’na inen yamaçta bulunuyor.
Neolitik dönem MÖ 6500 yılları bulgularına bile ulaşılan İstanbul’da antik tiyatro ile ilgili bilimsel bir çalışma bugüne kadar yapılmadı. Tarihi Yarımada’da kazma vurulan her yerden kültür varlığı çıkarken tiyatro ile ilgili henüz bir bulguya rastlanılmaması antik kaynaklarda işaret edilen yerin doğru olduğunu gösteriyor. Kaynaklara göre Topkapı Sarayı’nın bulunduğu akropolden Sarayburnu’na inen yamaçta 2 tiyatro olduğundan söz ediliyor. Bugün Topkapı Sarayı’na ait arazide Büyük Tiyatro (Theatrum Majus Amphitheatrum) ile Küçük tiyatronun ( Theatrum Minus) toprak altında olduğu sanılıyor.
Anadolu Yakası’ndaki Fikirtepe’de yapılan kazılarda Bakır Çağı’nın sürdüğü MÖ 5500–3500 yıllarına ait izlerden sonra, Marmaray tüp geçidi kazıları sırasında Cilalı Taş Devri’nin sürdüğü MÖ 6500′lü yıllara ait kalıntılara rastlanan İstanbul oldukça eski bir şehir olarak tarih içindeki yerini koruyor. Kadıköy’de Fenikelilere ait kalıntılar, MÖ 13. yüzyıl ve 11. yüzyıllarda Traklar İstanbul’a yakın Semistra kentini kurdu. Kral Lygos zamanında da Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yerde bir Akropolis oluşturuldu. MÖ 685′te Megara’dan gelen Yunanlar burada bir koloni meydana getirip MÖ 667 yılında Byzantion şehrini kurdular. Daha sonra şehre MS 196’da Roma İmparatorluğu hakim oldu. Kentin adı önce Augusta Antonina, ardından İmparator I. Konstantin zamanında kent Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilerek adı Nova Roma olarak değiştirildi. 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle şehrin ismi Konstantinopolis’e çevrildi.
TİYATRO ANTİK ŞEHİRLERİN VAZGEÇİLMEZİYDİ
Antik dönemde tiyatrolar eğlence mekânı olmalarının ötesinde, önemli kararların halka duyurulduğu yer olarak da kullanılırdı. Antik tiyatrolar yarım daire planlı, seyirci oturma yerleri basamaklar halinde genellikle bir yamaca yaslanırdı. İstanbul’un çağdaşları arasındaki tüm antik kentlerde tiyatro şehrin önemli mimari yapılarındandı. Efes, Milet, Perge, Pergamon, Troia, Phokaia, Atina’da olduğu gibi İstanbul’un da bir tiyatroya sahip olması gerekirdi.
Romalılar’ın şehre hakim olması ile birlikte Aya İrini’nin bulunduğu alana yani Akrapol’de Jupiter, Venüs ve Apollo adına tapınaklar yapıldı. Sultanahmet Meydanı’nda uç kısmı hala ayakta olan Hippodrom’un inşa edildi. Gülhane Parkı ile Sarayburnu arasına denk gelen, Topkapı Sarayı’nın boğaz girişine bakan yamaca da 2 tiyatro yapıldı.
KAYNAKLARDA YERİ BELLİ
Antik kaynaklarda bu tiyatrolardan şöyle bahsedilir; Notitia Urbis Constantinopolitanea (M.S. 440) : Bu kitapta İstanbul’un 14 bölgeye ayrılarak yönetildiğinden ve 2.Bölgede bir Theatrum Minus’tan söz edilir. Janin’in , 1950 basımı “Constantinople Byzantine, Dévelopment Urbain et Répertoir Topographique” adlı kitabında da “Theatrum Minus, büyük bir ihtimalle Afrodit Tapınağı’na bakan ve Artemis Tapınağı yanında inşa edilen “eski Megaralılar tiyatrosu” olarak değerlendirilmekte ve tiyatronun birinci tepenin kuzeye doğru olan yamacının uç noktasında yer aldığı söylenir. Bu bölge içine alındığında batıdaki Gotlar Sütunu’nun da küçük tiyatronun tam ortasını işaret edeceğini belirtilmektedir. Janin, kitabının başka bir yerinde “Sarayburnu’nda 1913’te ortaya çıkartılan kalıntılar olasılıkla Theatrum Minus’a aittir ve Gotlar Sütunu’nun da bu yerin merkezini işaret etmesi gerekir” demektedir.
1909’da tatil için geldiği İstanbul’dan bir daha ayrılamayan Ernest Mamboury tarafından hazırlanan “Constantinople Guide Touristique” isimli İstanbul rehberinde de “Gotlar Sütunu’nun, Septimius Severus tarafından inşa edilen Theatrum Majus’un spinasına ait olması gerekir” demektedir.
KAZILARDA PARÇALARI BULUNDU
Akrapolün çevreleyen Sur-u Sultani içinde yapılan kazılarda tiyatroların bu bölgede olduğuna dair işaretler alındı. 1913 yılında Gülhane Parkı düzenlenirken ve Sarayburnu’ndaki kazılar esnasında Gotlar Sütunu’nun çevresinde ortaya çıkarılan kalıntılar tiyatroya ait olduğu düşünüldü. Topkapı Sarayı’nın 2. avlusunda, saray mutfaklarının bulunduğu noktada 1959 yılında yapılan kazılarda da 11 parça mermerden tiyatro oturma sırası bulundu.
Bu kadar bilgi ve antik kaynağa rağmen halen İstanbul’un antik tiyatrosu için bilimsel bir araştırma yapılmaması oldukça garip. Tiyatroların var olduğu sanılan arazide uzun yıllar TSK’ya ait askeri depolar bulunuyordu. Lakin bu depolar eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ısrarları ile Topkapı Sarayı’na kazandırıldı. TSK araziden tamamen çıktı. Artık burada bir araştırma yapılmaması için sebep yok. Gerek İstanbul Arkeoloji Müzesi gerekse İstanbul’daki arkeoloji bölümü olan üniversiteler bu bilimsel çalışmayı yürütebilir. Üstelik teknoloji oldukça ilerledi. Jeoradar ve jeofizik yöntemleriyle yerin altındaki mimari yapıları keşfetmek mümkün. İstanbul bu araştırmayı hak ediyor. Kültür turizmine de büyük katkı sağlayacağı aşikar…
Ömer Erbil, Radikal.com.tr