İZMİR’in Aliağa İlçesi’nde yapım çalışmaları devam eden termik santrale Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED olumlu’ kararının iptali için süren yargılamada, bilirkişilerin hazırladığı rapor, olası kirliliğe dikkat çekti.
Keşif için KOAH tedavisi gördüğü hastaneden izinsiz çıkan Avukat Enis Dinçeroğlu, “Çevre, gelecek için sağlığımı tehlikeye atıp gittim. Ama sonuç değdi. Çünkü inceleyenlerden, gelecek nesillerin benim gibi hasta olmasına izin vermemelerini istedim” dedi. Avukat Arif Ali Cangı da, “Aliağa’nın kirliliği taşıyor. Bu rapor bölgeyi kurtaracak” diye konuştu.
Termik santralle ilgili lisans alınmasının hemen ardından çevreciler hukuksal mücadele başlattı. Lisansın iptali için Danıştay İdari Davalar Dairesi’nde açılan davada da ilk zaferlerini kazandı. Danıştay, ÇED incelemesi yapılmadan lisans verilemeyeceğine hükmedip, yürütmeyi durdurdu. Bu gelişmeden sonra yönetmelik değişikliğiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5 Mayıs 2010’da ‘ÇED olumlu’ raporu verdi. Proje kaldığı yerden yeniden başladı. Bu raporun iptali için açılan davayı İzmir 2’nci İdare Mahkemesi’nin 2013 yılında reddetmesi üzerine, mücadele bir kez daha Danıştay’a götürüldü. Danıştay, bilirkişi heyetinde ziraat mühendisi ile arkeologların da olması gerektiği kanaatine varıp kararı bozdu. İzmir 2’nci İdare Mahkemesi, yeni bilirkişi heyetiyle ocak ayında bölgede, inceleme yaptı. 43 sayfalık raporda, gerçek durumun ortaya konulması için uzun süreli ölçümlerin gerektiği, keşif sırasında uçucu külün nerede depolanacağının tam olarak anlaşılmadığı, külün taşınması için bölgenin trafiğine getireceği yükün dikkate alınmadığı vurgulandı.
Hürriyet