Gübrenin fendi inşaatı yendi

Türkiye’nin en başarılı 50 kadın CEO’su arasında gösterilen Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete gübrede paylarının yüzde 33 olduğuna dikkat çekerek, “Bir ilke iza atıp grupta inşaatı geride bıraktık” dedi.

Gübrenin fendi inşaatı yendi
Gübrenin fendi inşaatı yendi Yönetici
Bu içerik 1265 kez okundu.

TEKFEN Holding’in tarihinde bu yıl bir ilk yaşandı. 2015 yılının ilk çeyreğinde Tekfen’in şirketi Toros Tarım’ın cirosu Tekfen İnşaat’ı geçti. Toros Tarım’ın Samsun’da 232 milyon dolarlık yeni bir yatırımı da yakında devreye sokacağını ifade eden Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkanı ve Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete, 1.8 milyon ton gübre sattıklarını ve yüzde 33 pazar payları olduğunu söyledi. Mete, “Diğer üreticilerin payı düşük. Biz de kooperatiflere veriyoruz. Bizim 800 bayimiz, 10’a yakın da yetkili satıcımız var. Toplamda 1200’ün üzerinde noktada ürünlerimiz satılıyor” dedi.

GÖNÜLLÜ ELÇİ

42 yıldır TEKFEN’de çalışan Esin Mete, 2 yıl Dünya Gübre Sanayi Birliği IFA’nın da başkanlığını üstlendi. Fortune Türkiye’nin değerlendirmesine göre Türkiye’deki en başarılı 50 kadın CEO arasında görülen Esin Mete, erkek egemen tarım sektöründe sürdürülebilir tarım, gıda güvenliği, açlık ve kötü beslenme konularında uzman. 

42 yıldır Tekfen’de çalışıyorsunuz. Bu çok rastlanan bir durum değil…
Üniversiteden mezun olur olmaz Tekfen’e girdim. Boğaziçi Üniversitesi’nde Kimya Mühendisliği’nde okudum. Tekfen’de bursluydum. Hedefim petrokimya üzerine rafineride çalışmaktı. İşe girdikten sonra bunu Necati Akçağlılar Bey’e söyledim o ise bana ‘aklımda gübre sektörü var’ dedi. Başta sıcak bakmadım ama sonradan çok sevdim. Araziyi de beraber seçtik. Gübre işine başladık. İzmit’te rafineri yerine İstanbul merkezde ama Türkiye’yi çok gezerek sürdürdüğüm bir işim oldu. Tekfen bu alanda çok yatırım yaptı. Ve lider olduk. 
Tekfen içinde inşaat sektöründen sonra tarım sanayisi geliyor değil mi?
Evet büyüklük olarak öyle. Genelde uzun zamandır ciroda hep inşaat şirketi önde giderdi. Ama bu yıl ilk kez 2015 yılının ilk çeyreğinde ciroda da geçtik inşaatı. 1.8 milyon ton gübre satıyoruz. Türkiye’de yüzde 33 payımız var. Bizden sonra gelenler kooperatifler. Diğer üreticilerin payı düşük. Biz de kooperatiflere veriyoruz. 800 bayimiz, Yetkili satıcılarımız var. 1200’ün üzerinde noktada ürünlerimiz satılıyor. 
Siz Dünya Gübre Sanayi Birliği’nin de başkanlığını yaptınız. Türkiye’de tarım sanayi beklenildiği ölçüde gelişmedi, profesyonel çiftçiliğe geçilemedi. Siz Türkiye’deki durumu nasıl görüyorsunuz?
Biz gübre üreticisiyiz. Biz tarıma girdi olan, standartı yüksek kaliteli girdiler için çalışıyoruz. Biz de çiftçimiz iyi ve profesyonel tarım yapsın istiyoruz. 1 metrekareden daha fazla verim alınmalı. Dünyada birçok ülkede bu konular gündemin baş sıralarında.

 

9 KİŞİDEN BİRİ AÇ YATIYOR

2015 yılı Dünya Toprak Yılı ilan edildi BM tarafından. Türkiye’de de bakanlığın bazı çalışmaları var ancak yeterli bir duyarlılıktan ve çalışmadan söz edemeyiz.
2050’de dünyada 9 milyar kişi olacak. Bugün dünyada her 9 kişiden biri aç yatıyor. Bu çok büyük bir rakam. Bu insanların doyması için toprağa sahip çıkmalıyız. Betonlaşmaya ve erozyona karşı toprağı korumalıyız. Türkiye’de ekilebilir 20 milyon hektar arazi var. Bunun her bir metrekaresini tutmalıyız. Sakarya, Ceyhan Ovası’na sahip çıkmalıyız. Eğer çiftçinin geliri artarsa çiftçi de bilinçlenir. Her şeyi bilinçsiz yapıyor çiftçilerimizin çoğunluğu.
Yılda bir kez ürün alınıyor Türkiye’de ekili arazilerin büyük çoğunluğundan. Vahşi sulama yapılıyor. Verimi artırmak ve bilinçlenme için neler yapılmalı?
Türkiye’de çiftçilerin çoğu buğday ekiyor, kullandıkları buğday tohumları sertifikalı değil. Verim düşük çıkıyor. Bir sene 500 kilo alıyor, öbür sene 300 kilo. Verim hemen düşüyor. Sulama yöntemleri değiştirilmeli. Vahşi sulama çok gerilerde kalmalı. Gübre de doğru kullanılmalı. Dengeli beslenme gibi. Gübreyi doğru kaynaktan ve doğru oranda yaparsan iyi verim alırsın. 1 metrekareden en çok verimi alabilmeli. Maalesef Türkiye’de tarım teknolojisi gelişmiyor.
Türkiye tohumlarına sahip çıkamadı. Gen Bankaları’nda yeterli çalışmaları yapamadı. Siz AR-GE yapıyor musunuz?
Mezopotamya Türkiye durum buğdayının ana vatanı. Dediğiniz gibi, maalesef gen bankasını kuramamışız, çoğaltamamışız yıllarca. Türkiye’de tohum ıslah eden merkezler var. Adana 99, Osmaniyem 99, Karatopak gibi 3 tane geliştirilmiş buğday tohumları var, biz onlardan tohum yapıp satıyoruz. Bizim de üzerinde çalıştığımız bir projemiz var.
Nedir o proje?
Aslında daha zamanı var. Biz TÜBİTAK projesi kapsamında Çukurova Üniversitesi ile birlikte Türkiye’ye has Türkiye’de bulunan buğday genlerinden bir buğday tohumu yetiştirmeye çalışıyoruz kendi adımızla. 3 yıldır uğraşıyoruz. Toros olacak adı, daha 3-4 yılı var. Neticede canlı varlık bu. Uzun zaman alıyor bu iş. Bunlara da yatırım yapmak lazım. Aslında bu iş 15 yıl sürecek. Biz hızlandırmaya çalışıyoruz. Toros adlı buğday çeşidi çıkarmak istiyoruz. Bu tohumun da Türkiye’de farklı iklim koşullarına uygun olması için çabalıyoruz. Bu önemli. Sadece kendimizi kaliteli girdi veren şirket olarak odakladık. En iyi girdiler gübreni zamanın da ve doğru kullandığında ortaya çıkıyor. Sertifikalı tohumla daha çok verim alınıyor. Türkiye’nin yüzde 25-30’u çiftçi. Türkiye tarımdan para kazanıyor. Bu tür girdilere ihtiyacımız var.
Sulama yöntemlerinden kaynaklanan büyük kayıplar var. Bu konu sizin de gündeminizde. Neler yapıyorsunuz?
Tarım en fazla suyu kullanan sektör. Damla sulama ve yağmurlama sulama yapmak lazım. Gelen suları da toplamak gerekiyor. Yanlış sulamayla toprak kaybına uğradı Türkiye. Çoraklaşma oldu. Bundan sonra olmaması için acil bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Tarım suyun yüzde 75’ini kullanıyor. Türkiye’de bazı yerler çölleşmeye gidiyor. Bunun önlemleri alınmalı. Biz bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz çiftçilere.
Mısır’da da aynı şey oldu...
Evet. Tarımda çiftçilerin profesyonelleşmesi şart. Türkiye’nin her tarafında her ürün yetiştirilmemeli. Bakanlığın havzalaştırma projesi var. Bu önemli bir proje. Toprak işletme büyüklükleri bizde çok küçük. Toprak bölünmesi, miras kanunu nedeniyle topraklar çok küçülmüş durumda. Tarım arazisi bölünmemeli.

SURİYE’DE SORUNLARIN KAYNAĞI SUSUZLUK

Aslında Suriye’de de en büyük sorun bu. Susuzluk ve tarımda sanayileşmeye geçememek Suriye’yi geri bıraktı.
Savaşın nedenlerinden biri bu. Susuzluk büyük problem Suriye’de. Bölünmenin nedenlerinden biri tarım yapılamaması ve açlık. Mısır ve Suriye’nin tarımda yaptığı hataları biz yapmamalıyız. Savaşların hepsinin gerisinde ekonomik nedenler var. Dünyada buğday stokları da azalıyor.

70 GÜNLÜK BUĞDAY STOĞU VAR

Afrika bu yüzden de cazip…
Dünyada bir felaket olsa dünyanın 70 günlük buğday  stoğu var. Afrika’da hektarda gübre tüketimi 10 kilo, Türkiye’de 80, dünyada gelişmiş tarım ülkelerinde 200 kilo. Afrika hala çok bakir ve hala Afrika’da tarım adına yapılacak çok şey var.

ŞARK ÇIBANI OLMASIN DİYE GÜBREYE ÇİNKO KATILDI

Türkiye’de topraktan alınan verimi artırmak için neler yapıyorsunuz?
Kaliteli gübre verimi artırıyor. Bir örnek vereyim size. Avrupalı bir araştırmacı Türkiye’nin doğusunda insanların yüzlerindeki yara izleri ve saç dökülmeleri üzerine çalışıp bir rapor hazırlamış. O raporda çinko eksikliğinin buna yol açtığı görülüyor. Biz bunu görüp gübremize çinko kattık. O gübrenin adı da Süper Toros. Süper Toros’la beslenen ürünler daha kaliteli oluyor. Verim de artıyor.


www.hurriyet.com.tr

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Vakıfbank, Ziraat Bankası, Halkbank 0.69 konut kredisi nasıl hesaplanır?
Vakıfbank, Ziraat Bankası, Halkbank 0.69 konut kredisi nasıl hesaplanır?
0,89 ve 0,99 Faizli Konut Kredisine Kimler Başvurabilir? 2022 3 Yeni Konut Paketi Nedir?
0,89 ve 0,99 Faizli Konut Kredisine Kimler Başvurabilir? 2022 3 Yeni Konut Paketi Nedir?